İstanbul gibi büyük, kalabalık ve gürültülü bir şehirde yaşarken insan şehir dışına , kırlara ve huzura kaçmaya bayılıyor.Özellikle çocukları olduktan sonra azıcık bir yeşillik görmek bütün yüklenmiş olduğu negatif duyguların akıp gitmesini sağlıyor.Hele hele gidilen yerde atlar olunca keyif ve zevk ikiye katlanabiliyor.
Yazı yazarken at kelimesini sevgili google’da yazdığımda bakın Vikipedi’de karşıma ne çıktı :At, Atgiller (Equidae) familyasına dâhil otçul bir memeli hayvan. Evcilleri olduğu gibi, Amerikan bozkırlarında “Mustang” ve Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde “Prezevalski” denen yabani atlar sürüler halinde yaşar. En meşhur at türleri Arap, İngiliz, Çin, Ahal Teke ve Midillidir. Midilli atları koç iriliğindedir.
Bütün bu tanımlamanın dışında bence atlar bugüne kadar gördüğüm en hassas, en ürkek ve duygusal hayvanlar ve bence bir çocuğun hayvanlarla haşır neşir olması gerekiyorsa bu kesinlikle at olmalı. Neden dediğinizi duyar gibiyim neden at neden köpek, kedi veya kuş değilde at ? Çünkü atlar gerçekten hassas ve ürkekler ve bir çocuk çocukluk haliyle o kadar gürültücü ve ani davranışlarda bulunabiliyor ki herşeyden önce bir canlıya sakin yaklaşması gerektiğini öğrenmesi açısından at birinci sırada geliyor ve elbette üzerine bindiğiniz bu sıcacık hayvanın sizinle arasında bir bağ oluşması gerekiyor ve inanın avucunuzdan şeker yerken dahi dilini bile değdirmemeye özen gösteriyor ve daha bir sürü şey ….
Atlar, kırlar ve sakin yaşam ve tabi bol oksijen tüm bunlar bu koşuşturmalı ve yorucu gündelik hayatımızda bizleri bir kaç günlüğüne de olsa öyle başka yerlere götürüyor ki döndüğünüzde sizde hoş anılar, bol enerji ve bir daha kaçma istekleri bırakıyor… Bizde ailecek bir haftasonu tıpkı yukarıda bahsettiğim gibi yapıp kırlarda enerji depoladık ve ortaya aşağıdaki fotoğraflar ve daha fazlası çıktı … Ve dönüş yolunda kızlarımın anne keşke biz hep burada yaşasak cümleleri eşliğinde yine koşuşturma içine girdik….Keşke gerçekten buralarda yaşayabilsek….
Fotoğraflar Berna Bayındır